İl Başkanını eleştirerek istifa etti.
MHP meclis üyesi adayı Mehmet Demirdüyen adaylığını sona erdiren istifasını zehir zemberek aciklama ile duyurdu.
İşte o aciklama:
Gördüğüm lüzum(suzluklar) üzerine ;
Milliyetçi Ülkücü camia çok badireler atlatmıştır. Çok mücadeleler vermiş ve çok savaşlardan alnının akıyla çıkmıştır.
Biz bu Dava ile tanıştık tanışalı gördük ki Ülkücü olmanın aldığımız her nefes kadar bedeli vardır. Bu bedeller bazen vicdanlarda oluşan yaralar bazen de yüzlere sürülen karalardır.
Ülkücünün meselesi makam olmaz , meselesi makam olandan da Ülkücü olmaz.
Bugün meselesi makam olanların Ülkücülüğü düşürdükleri durum teşkilatlara yaptıkları zulüm ile apaçık görülmektedir.
İşin en vicdan yaralayıcı tarafı ise zulmü yapanlar da Ülkücük sıfatını kullanmaktan asla imtina etmeyenlerdir.
Yıllarca “ Ülkücü Ülkücünün Öz kardeşidir , Ülkücünün ülkücüden başka dostu olmaz “ sözleri ile yetişmiş nesiller bugün hiçbir geçmişleri olmamasına rağmen ülkücülüğü kendilerine zırh edinip bu kavramlara ihanet edercesine ülkücülere zulüm etmekteler.
Konuşsan olmuyor ama her gün açılan yaralar da bu yüreğe sığmıyor.
Bugün ülkücüler bölünmek isteniyor görevini layığıyla yerine getirmeye çalışan teşkilatlar parçalanmak isteniyor ilçelerin bayrakları yani teşkilat başkanları her türlü baskı , iftira ve zorlama ile yıpratılıyor. Teşkilatlar çalışamaz hale getiriliyor bir de üzerine ahkamlar kesilebiliyor.
Kriptolar , provakatörler zorla teşkilatlara sokuluyor. İstişare yapılmadan ilde kararlar alınıyor. İlçe başkanları ve ilçe teşkilatlarının görüşü bile sorulmadan sorulsa da hiç önemsenmeden haklarında kararlar alınıyor , adayları belirleniyor.
Tarihte görülmemiş haksızlıkları hadsizlikleri Ülkücüler göğüslemek zorunda kalıyor. Onca yaşatılan olumsuzlukların arasında ilçe başkanları bir yol bulmaya çalışıyor.
Şantiye yönetir gibi teşkilat yönetilmez , Bunu il başkanlarına artık anlatmak gerekiyor. İl başkanı toparlayıcı olur, problem çözer tüm teşkilatlarla istişare eder, teşkilatlara güç verir. Bizim ki teşkilatları dağıtıyor. İlçe başkanlarını ilçe yöneticilerini çalışanları zannediyor. Ülkücülükten bi haber , teşkilatçılıktan bi haber yöneticilerle ancak bu kadar oluyor.
Gelelim son döneme; Ereğli tarihte ilk defa şehir bu kadar ittifak istiyor. Cumhur İttifakı bileşenlerinin seçmenleri bizlere her gün neden ittifak yapılmadığını soruyor. Teşkilatlar istekli, seçmenler istekli herkes ittifak ile şehrin kaderini kurtarmak istiyor. Lakin iki il başkanı ittifak yapamıyor. Merkezde “ sorgusuz sualsiz, koşulsuz şartsız “yapılan ittifak ne hikmetse ilçelerde beldelerde yapılamıyor. İlçe başkanlarına sürece katkıda bulunma ve söz hakkı verilmiyor. Koca şehir iki il başkanının dudakları arasında ancak bu kabiliyetlerinde eriyip gidiyor.
Bu işin sonunun vicdanlardaki daha büyük yaralarla sonuçlanacağı aşikar görülüyor.
Ereğli saçmalıklarla anılmaya devam ediyor. Gülüçte MHP den son gün istifa edip Akp ye geçen arkadaş kahraman gibi karşılanıyor. Tacizci belediye başkanı İYİ partiye gidiyor iki kadın siyasetçi elini havaya kaldırıyor. Ereğli’de seçime girme hakkı olmayan aday kuzeninin TC si ile seçime girme planı yapıyor. Her yerde kendi fotoğrafı kendi reklamları ile halkı kandırıyor kimsenin sesi çıkmıyor. Mevcut belediye başkanı belediye çalışanları ile tüm şehre reklamlarını astırıyor kimse lafını edemiyor.
Cumhurbaşkanı ve devlet beye hakaret davasına ankaradan AKP MYK üyesi cumhurbaşkanının avukatı geliyor ,4 belediye başkan adayı ile 70 meclis üyesi ilçe baskani ve Ülkücüler geliyor cumhurun diğer ortağı bizim adayı çalma peşinde bir Allahın kulu gelmiyor .
Tüm bunları görünce, bunca rezalet içinde teşkilatını savunan Ülkücülüğünden taviz vermeyen tüm büyüklerime ve küçüklerime selam ediyorum. Hala Milliyetçi Hareket Partisi saflarında yer tutmaya gayret eden kardeşlerime selam ediyorum. Kendimi bu mücadelenin farklı bir yerine çekiyorum. Bunları söylediğimde ve yazdığımda İlçe Teşkilatımın töhmet altında kalmaması için Belediye Meclis Lisesindeki yerimden feragat edip, affımı istiyorum.
Ne mutlu Ülkücü kalabilenlere.