Dünyada teknolojik gelişmelerin hızına yetişmek neredeyse imkansız hale geldi. O kadar ki, yapay zekânın insanların yaşantılarını etkilemesi ihtimali, en büyük korku halini aldı.
Tarih bilgilerimizi tazeleyecek olursak, çağlar şu şekilde değişime uğradı:
Gördüğümüz gibi çağ atlamak için eskiden yüzlerce yıl geçiyordu. Yakın Çağ için tarih kitapları 1789’dan günümüze diyor ama günümüzde bile ortalama 10 yılda bir çağ atlıyoruz. Bakınız 2 binde bilgisayar çağındayız diyorduk. 2010’da teknoloji çağı demeye başladık. 2020 den sonra da yapay zekâ çağı demeye başladık. Bilim insanları insan ömrünün 150-200 yıla çıkarılmasının mümkün olduğunu tartışıyor.
İnsanımız da çok değişti. Bununla beraber yaşantımız, hayata bakış açımız değişti. Adına ne derseniz deyin bir kuşak geliyor ki, bizim için çok önemli olan şeyler onlar için bir şey ifade etmiyor ve onlar için çok önemli olan şeyler bizim için bir şey ifade etmiyor.
Teknolojinin bu kadar ilerlediği çağda ve bu çağa uygun yönetim sistemini (Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi) uygulamaya koyduktan sonra Türkiye’nin idari yapısının da buna göre yapılması gerekmez mi?
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin Türkiye’nin idari yapısının Cumhuriyetin 100. Yılında 100 il ve 1000 ilçe şeklinde olması talebi haklı bir taleptir. Bu talep tek başına başlangıç olarak uygun olsa da devamında bazı takviyelere ihtiyacı vardır. Zaten bu talep gerçekleşirse devamında idari yapının da güncellenmesi ihtiyaç olacaktır.
Her şeyi güncelleyip idari yapıyı eski halde bırakmak ne kadar doğru olur?
Düşünsenize; Cumhurbaşkanı koca ülkeyi tek yardımcı ile yönetebiliyor ama küçük bir ilçede belediye başkanının dört tane yardımcısı oluyor.
Ya da küçük bir il valisinin 3-4 tane yardımcısı oluyor.
Bu rakamlar küçük şehirlerde 1, büyükşehirlerde 2 ile sınırlandırılmalıdır.
Belde belediyeciliği için nüfusun 5 bin olması şartı güncellenmeli en az 10 bin nüfusa sahip yerlerin ancak belediye olmasına izin verilmelidir.
Hemen hemen herkesin kamudaki işini, cebindeki telefondan hallettiği bir çağda, il-ilçe müdürlüklerinde personel sayısının azaltılması, müdür yardımcılığı makamlarının sınırlandırılması gerekir.
Mahalle muhtarlıklarının kaldırılması gerekir. (En son mahalle muhtarınıza, muhtarlıkla ilgili olarak, ne zaman gittiniz?)
Bütün bunlar olurken TBMM’ deki milletvekili sayılarının aynı kalması uygun olmayacaktır. Ortalama her 200 bin kişiye 1 milletvekili düşecek şekilde milletvekili sayısı da düşürülmelidir. Bu da ülke genelinde 85 milyon olan nüfusun 100 milyonu aşana kadar ki milletvekili sayısını 500 ile sınırlandırmak demek olacaktır. Ayrıca milletvekillerinin danışman kadrolarının 1 ile sınırlandırılması da gerekli bir çalışmadır.
Mutlaka başkaca değişiklikler de vardır. Zaman için ihtiyaç olarak doğacak ve eklemeler yapılacaktır. Ancak bu değişimler için hazırlıkların yapılması için geç kalıyoruz..