Türkiye tarihi bir seçimin daha eşiğine geldi. Bu Pazar seçmen, ülkeyi 5 yıllığına yönetecek yeni hükümeti seçecek.
Yarın akşam ise seçim yasakları başlıyor. Dünün bombası Memleket Partisinin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’ den geldi. Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekildiğini söyledi. Kendisi FETÖ’ yü işaret ederken gece saatlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun Twitter paylaşımı geldi. O da Rusya’yı işaret etti.
Herkes söyleyeceğini söyledi, yapacağını yaptı. Kararsız seçmen kalmadı gibi bir şey. Seçmen şimdi verdiği kararı sandığa yansıtacak. Ne çıkacak hep beraber göreceğiz.
Propaganda sürecine damgasına vuran şey..
Millet ittifakının, SOĞAN fiyatı üzerinden söylemlerinden başka akılda kalan bir şeyi olmadı. (Onun da fiyatı düşünce son 3-4 günde elinde argüman kalmayınca kasetler devreye girdi.)
Cumhur ittifakının ise; Kemal Kılıçdaroğlu’nun bürokrasi ve siyasi geçmişindeki yanlışları, verdiği sözleri tutamayışını anlatımının yanı sıra AK Parti iktidarlarında yaptıkları akıllarda kaldı. Savunma sanayi, terörle mücadele, dış politikada başarılar, teknolojik yatırımlar, yapılan hastane, yol, köprü, kültürel çalışmalar vs vs vs
Seçmen propaganda sürecini izledi ve kararını verdi. Bu seçim sonuçları; yapılanlar ile sosyal medya algısının vatandaştaki yansımasını gösterecek. Bakalım olgu mu, algı mı kazanacak?
Bütün dünyada Türkiye seçimleri gündemin başında duruyor. Küresel ne kadar aktör varsa bu seçimlere taraf olmuş durumda. Nasıl olmasınlar ki?
Tam bağımsızlık yolunda en önemli 3 faktör de Türkiye sivrilmeye başladı. Nedir bu 3 temel aktör?
Savunma sanayisinde Türkiye’nin geldiği nokta belli. Muhalefet bile inkar edemez durumda. Bu duruma gelişin en önemli etkisi ABD’ nin F-35 projesinden Türkiye’yi çıkarmasıyla ve parasını ödediğimiz halde F-16 ‘ları vermemesiyle ivme kazandı. Şimdi Kızılelma ile ABD’ nin F-35 projesini çöpe çeviren bir Türkiye var. İHA, SİHA çeşitlerimiz, Denizaltımız, tanklarımız, silahlarımız, helikopterlerimiz, füzelerimiz, savaş gemilerimiz ve bütün bunların uydudan kontrolünü sağlayacak İMECE uydumuz var. Savunma sanayimizde dünyanın sayılı ülkeleri arasındayız.
Küresel güçler savunma sanayisinde Türkiye’ye karşı yenildiler..
Enerjide dışa bağımlılık mücadelemiz sürüyor. Karada ve denizde petrol ve doğalgaz arama araçlarımızı kendimiz üretiyoruz. Fatih, Yavuz gibi gemilerimizle Karadenizde ve Akdenizde arama tarama çalışmalarımız devam ediyor. Bulduklarımız enerjide dışa bağımlılıkta yükümüzü hafifletip pazarlık gücümüzü artırmaya başladı bile. Karada yapılan aramalar, Gabar’da bulunan petrol vs. enerjide dışa bağımlılık oranımızı daha da düşürecek. Mavi vatan ile Akdenizde ülkeyi ihya edecek çalışmalar devam ediyor.
Küresel güçler enerjide dışa bağımlılık konusunda özellikle Akdenizde savaşın eşiğine kadar gelmelerine rağmen Türkiye ile ne sahada ne de masada baş edebildiler.
Şimdi ise ekonomide dışa bağımlılık için bir mücadele sürüyor. Savunma sanayisinde ve enerjide dışa bağımlılıkta sıfıra en yakın noktaya gelindiğinde ekonomide dışa bağımlılıkta da sıfıra en yakın noktaya gelineceği ortada. Bu süreçte ülke seçim atmosferine girdi. Küresel ne kadar aktör var ise bu seçimlerde taraf olarak muhalefeti destekledi. Desteklemeye devam ediyor.
Tam bağımsızlık için yakılan meşalede aşılması gereken son eşik bu seçimler oldu. Bu seçimler aşıldığında tam bağımsızlık yolunda küresel aktörler ile yapılan savaş da kazanılmış olacak. Bu seçimde olgular kazanacak, sosyal medya algıları kaybedecek..