14 Mayıs 2023 seçimlerini analiz etmeye çalıştığımızda şu durum ortaya çıkıyor:
Bir taraf ekonomik durum üzerinden diğer taraf ise HDP işbirliği üzerinden sınava girecek. Biz de bu yazımızda, daha önceki seçimlerde karşımıza çıkan bu durumları analiz edeceğiz. Her iki durumda ayrı ayrı kim ne kazanır, her iki durum beraber değerlendiğinde ne değişir? Bu sonucu bulmaya çalışacağız.
Geçmiş seçimlere baktığımızda 2008 yılında bir ekonomik kriz yaşanmıştı. Arkasından 2009 Mart ayında bir yerel seçim yaşamıştık. Yerel seçimler, genel seçimler ile elbette kıyaslanmaması gereken bir durum ancak il genel meclisi sonuçlarına bakarsak önemli oranda fikir verebilir bize.
Geçmiş seçimlere baktığımızda, 7 Haziran 2015 seçimlerinde ise HDP ile beraber hareket etmenin sonuçlarını göreceğiz.
14 Mayıs 2023 seçimleri hem ekonomik kriz hem de HDP krizi eşliğinde gidilecek seçim olacağı için her ikisini de beraber değerlendirdiğimizde sonuç ne çıkacak?
Şimdi ona bakacağız..
İlk önce ekonomik krize seçmen ne tepki vermiş onu bulmaya çalışalım.
Hükümet 2007 seçimlerinde %46,58 oranında oy almış. 2008 yılında yaşanan krizin ardından yapılan 2009 yerel seçimlerinde ise belediyeler bazında %40,12 oranında oy alırken il genel meclisinde ise %38,79 oranında oy almış. Ekonomik sıkıntı nedeniyle seçmenden %7,79 oranında bir ceza almış.
Bunun muhalefete dağılımında ise şu dikkat çekiyor:
2007 genel seçimlerinde MHP’nin oy oranı %14,27 iken 2009 yerel seçimleri il genel meclisi oy oranı %16,05 olmuş. Fark: %1,78.. Seçmenin kestiği %7,79’luk cezanın 1,78’i MHP’ye gittiğine göre kalan %6,01’inin de diğer muhalefet partilerine dağıldığını düşünebiliriz. Millet ittifakına gidebilecek oy oranı %6 yapıyor.
Yarış ittifaklar yarışı olduğuna göre, Ekonomi temelinde yapılan politika muhalefete %6 oranında puan kazandırabilir. Seçmen bunu daha önce yaptı, aynısını tekrar yapabilir. Belki fazlasını belki de eksiğini.. Sonucu elbette seçimlerde göreceğiz. Biz seçmenin daha önceki davranış biçimini analiz ettiğimiz için aynı tepkiyi vermesi halinde çıkacak sonucu bulmaya çalışıyoruz.
Cumhur ittifakının 2018 seçimlerindeki oyu şu şekilde idi.
Cumhurbaşkanlığı seçimi oyu %52,6 bu orandan %6’yı düşürdüğümüzde karşımıza çıkacak oran %46,6 oluyor.
Milletvekilliği seçimlerindeki oyu ise; %53,7. Bu orandan da %6’lık payı düştüğümüzde çıkan oran %47,7 oluyor.
Eğer seçmen karar verirken, sadece ekonomiyi ölçü alırsa ve iktidara ceza kesmeyi düşünürse, daha önceki seçimlerde verdiği ceza oranında bir ceza kesecek olursa sonuç bu oluyor.
Gelelim seçmenin HDP ile işbirliği yapanlara kestiği cezaya..
2011 seçimlerinin ardından 7 Haziran 2015 seçimlerine giden süreci analiz edelim.
2011 seçim sonuçları şimdiki partiler açısından şöyle idi:
AK Parti: %49,83
MHP: %13,01
CHP: %25,98
Bağımsızlar (HDP): %6,57
Diğerleri: %4,61
O dönemde de, 2009 yılında başlayan, 2011 seçimlerinin ardından hızlanan açılım-çözüm sürecinde 2015 yılına gelindi. Bu zaman diliminde de terör örgütünden gelen uzlaşma istememe açıklamaları, HDP Genel Başkanı S.Demirtaş’ın ‘’Seni başkan yaptırmayacağız’’ çıkışı, akılda kalan Oslo görüşmeleri, Habur rezaleti, Dolmabahçe metinleri nedeniyle Türk milletinin tepki göstermesiyle oyları %40,87’ye düşmüştü. Yani seçmen HDP ile beraberliğe %8,96 oranında bir ceza kesmişti.
7 Haziran 2015 seçimlerinde MHP oyu ise %16,29’a yükselmişti. Kesilen %8,96 oranında cezanın 3,28’lik kısmını MHP’ ye yönlendirmişti.
Buna karşın diğer partilerde durum ne olmuştu?
CHP oy oranı %25,98’den %24,95’e düşmüştü. HDP’ nin bağımsız olarak değil de parti logosuyla seçime girmesi nedeniyle baraj sorunu yaşamaması için CHP’li seçmenin bir bölümü HDP’ ye oy vermişti. (Hatırlayınız: her evden 1 oy çağrıları)
HDP %6,57 olan oyunu %13,12’ye yükseltmişti.
Şimdiki Millet ittifakı ve HDP desteğinin oy oranları toplamı ise böylelikle; %38,07 olmuştu.
%4,77 ise diğer partilere dağılmıştı.
2023 seçimlerine geldiğimizde; HDP ile beraber hareket eden Millet ittifakı bileşenlerinin 2015 seçimlerinde olduğu oranda yani %8,96 oranında ceza kesmesi gerçekleşirse;
2018 seçimlerinde AK Parti oyunun %42,66 MHP oyunun%11,1 ve toplamda aldıkları oy oranının %53,7 olduğu biliniyorken HDP ile beraber hareket eden Millet ittifakına kesilecek %8,96 oranın yarısının Cumhur İttifakına geçmesi ve sadece bu kriteri baz alması halinde;
Cumhur ittifakı oy oranı 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde %52,6 olan oyu %4,5 oyla toplandığında %57,1 yapar.
Cumhur ittifakının 2018 milletvekilliği oy oranı olan %53,7’ye %4,5’i eklediğimizde %58,2 yapar.
Seçmen bu iki ana konuyu beraber değerlendirdiğinde; Göründüğü üzere seçmen tarafından, ekonomik sıkıntılardan dolayı iktidara % 7,79 olarak kesilen cezanın Millet ittifakına 5 puanlık bölümü, geçerken HDP işbirliğinde %8,96 olarak kesilen ceza Millet ittifakı dışına gidecek. Burada bu oranın bir bölümü Ata İttifakına, bir bölümü ittifaksız seçime giren Memleket partisine kalanı da Cumhur ittifakına geçecek gibi duruyor. Buradaki dağılımda da yarısının Ata ittifakı ve Memleket partisine gittiğini varsaysak bile Cumhur ittifakına %4,5 oranında bir pay düşüyor.
Bu gerçekleşirse sonuç ne oluyor?
Siyasi partilerin sadece ekonomik sorunları baz alarak vereceği kararda Cumhur ittifakının Cumhurbaşkanlığı seçiminde alacağı oy oranı %47,6 idi. Seçmenin, Millet ittifakının HDP beraberliğinden kesecek cezanın Cumhur ittifakına yönelecek payı olan %4,5 idi.
Ekonomik değerlendirmeyle %47,6’ya düşen oyu, 4,5 puanın eklenmesiyle %52,1’e çıkabilir.
Ekonomik durumun Milletvekilliği seçimlerinde etkisiyle Cumhur ittifakı sonuçları ne idi? %48,7. Buna 4,5 puanı eklediğimizde çıkan sonuç %53,2 oluyor.
Yani sonuç itibariyle daha önceki seçimlerde seçmen davranışlarını matematiksel olarak ölçtüğümüz zaman Cumhur İttifakı ekonomiden kaynaklı olarak kaybedeceği muhtemel oyu Millet ittifakının HDP işbirliği nedeniyle hemen hemen aynı oranda yerine koyuyor gibi görünüyor.
Bir rezerv koymak gerekirse;
Son 2 senedir yaşanan kriz 2008 krizinden büyük olduğu gibi seçmenin HDP’ye bakış açısı da 2015 yılındaki gibi değil. Ayrıca 21 yıllık sürekli iktidar olmanın vermiş olduğu yorgunluk da göz ardı edilemez.
Ancak karşı rezervde koymak gerekirse;
İktidar olan Cumhur ittifakı da 2008’deki AK Parti iktidarından daha kuvvetli. Terörle mücadele boyutuyla incelediğimizde de son 40 yılın en kuvvetli mücadelesini veriyor. Bunun yanında savunma sanayiinde yapılan atılımlar, yerli ve milli teknolojide alınan yollar göz kamaştırıyor. Ayrıca 21 yıllık icraat birikimi var. Yapılan yollar, hastaneler, havaalanı, köprüler, dünyayı saran krize rağmen yapılan işçi, memur, emekli zamları, yılların sorunu olan EYT’ ye bulunan çözüm, yakın tarihte yaşanan asrın felaketinde 11 ilin yıkılmasına rağmen üretilen çözümler dikkat edilecek hususların arasında görünüyor. Belki de en önemlisi Türk Devletleri Teşkilatının kurulması ve aktif olarak yürütülmesi Cumhur ittifakının artı rezervine işlenebilir.
Son sözü seçmen söyleyecek..